Türkiye

Türkiye, vatansızlıkla ilgili hükümler içeren insan hakları sözleşmelerinin çoğuna taraf olmasına rağmen, temel vatansızlık sözleşmelerinden yalnızca 1954 Sözleşmesi’ne taraf olmuştur. Ülkedeki vatansız nüfusa ilişkin veriler yetersiz ve eksiktir. Ayrıca, Türkiye’de vatansız kişilere ilişkin bir haritalandırma çalışması henüz yapılmamıştır. Mevzuatta vatansız kişi statüsü verilmesiyle sonuçlanan bir vatansızlık tespit prosedürü (VTP) düzenlenmiş olsa da bu prosedür kapsamında yapılan başvuru, kabul ve ret sayılarına ilişkin kamuya açık herhangi bir veri bulunmamaktadır. VTP görece erişilebilir olmasına rağmen, prosedüre ilişkin farkındalık eksikliği söz konusu olup, mevcut bilgiler de detaylı değildir. Bu durum, prosedüre erişimi kısıtlayabilmektedir. Prosedür kapsamında ispat yükü paylaşılmakta, ancak mevzuatta belirli bir ispat standardı bulunmamaktadır. Uygulamada ispat gereksinimlerini karşılamak zor olabilmektedir. Vatansız olarak tanınan kişiler için bir Vatansız Kişi Kimlik Belgesi düzenlenmektedir. Bu belge, yenilenebilir yasal kalış hakkı, pasaport çıkarmak amacıyla başvuru yapma hakkı, çalışma iznine başvuru hakkı, eğitim hizmetlerine ve sağlık sigortası sistemine erişim hakkı sağlamaktadır. Ukrayna’daki savaştan kaçanlar için Türkiye’de geçici koruma rejimi bulunmamakla beraber, bu kişiler uluslararası koruma ve ikamet izni almak için başvuru yapabilmektedir. Türkiye, komşu ülkesi Suriye’deki savaştan kaçan kişiler için bir geçici koruma rejimi uygulamaktadır.

İdari gözetim mevzuatta düzenlenmekle beraber, uygulamada yetkililer genellikle kişileri yalnızca sınır dışı etmek amacıyla idari gözetim altına almakta olup, yalnızca uluslararası koruma aradıkları için idari gözetim altına almaktan kaçınmaktadır. İdari gözetime alternatif (İGA) tedbirler ve idari gözetim altındaki kişilere sağlanan usul güvenceleri mevzuatta düzenlenmiş olmakla birlikte, bu hükümlerin sistematik ve etkili uygulanması konusunda pratikte bazı eksiklikler bulunmaktadır. Geri gönderme merkezlerinde tutulan vatansız kişilerin tespiti amacıyla oluşturulmuş kamuya açık herhangi bir tarama mekanizması mevcut değildir. Ayrıca vatansızlık, mevzuatta kişilerin hasasas durumlarını artıran bir faktör olarak değerlendirilmemektedir.

Vatansız kişilere vatandaşlık tanınmasını kolaylaştırmak için öngörülmüş özel usuller bulunmamaktadır. Vatansız kişiler standart prosedür kapsamında vatandaşlık başvurusu yapabilmektedir. Ancak, standart prosedürde aranan şartlardan bazılarını karşılamak vatansız kişiler açısından zor olabilmektedir. Vatansız kişilere vatandaşlık başvurusunda tanınan tek istisna, belirli belgeleri sunmaktan muaf tutulmalarıdır. Mevzuatta, buluntu çocuklar için ve evlat edinme bağlamında çocuk vatansızlığının önlenmesine yönelik nispeten iyi güvenceler mevcuttur. Ayrıca mevzuatta, Türkiye’de doğmuş vatansız çocukların vatandaşlığa başvurmalarına izin veren bir hüküm bulunmaktadır. Bununla birlikte, bu başvuru yapılırken çeşitli belgelerin ibraz edilmesi gerekmektedir. Türkiye’de doğum kayıtlarının yapılmasına ilişkin raporlanan engeller nedeniyle bazı kişiler bu belgeleri edinmede güçlüklerle karşılaşmaktadır. Her ne kadar Türkiye Ahıska Türklerine vatandaşlık verilmesini kolaylaştırmış olsa da vatansızlığın azaltılmasına yönelik geçtiğimiz yıllarda çok az sayıda tedbir uygulamaya konmuştur. Ulusal güvenlik önlemi olarak vatandaşlıktan çıkarmaya ilişkin kanuni hükümler mevcut olup, bu hükümler vatansızlığa karşı bir güvence içermemektedir. Olumlu olarak, vatandaşlıktan feragat ve bunun sonucunda oluşan vatandaşlığın kaybı, yalnızca kişinin başka bir vatandaşlığı varsa gerçekleşebilmektedir.

Son güncelleme: 
Jan 2024
Ülke uzman(lar)ı: 

Ek kaynaklar

Değerlendirme anahtarı

++ Olumlu
+ Kısmen olumlu
+-Olumlu ve olumsuz
- Kısmen olumsuz
--Olumsuz

Ek bilgiler

-Normlar ve iyi uygulamalar

 

Uluslararası ve Bölgesel Sözleşmeler

Ülkelerin vatansızlıkla ilgili uluslararası ve bölgesel sözleşmelere taraf olup olmadığı değerlendirilir. Bu değerlendirme kapsamında ayrıca, ülkeler tarafından sözleşmelere koyulan çekincelerin vatansızlığa bir etkisi olup olmadığı ve sözleşme hükümlerinin iç hukuka entegre edilip edilmediği de incelenir. Bu değerlendirmede, dört temel vatansızlık sözleşmesi (Vatansız Kişilerin Statüsüne İlişkin 1954 Sözleşmesi, Vatansızlığın Azaltılmasına Dair 1961 Sözleşmesi, Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi, Devlet Halefiyeti Halinde Vatansızlığın Önlenmesine İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi), diğer ilgili insan hakları sözleşmelerine kıyasen daha önemlidir.

Türkiye, dört temel vatansızlık sözleşmesinden sadece Vatansız Kişilerin Statüsüne İlişkin 1954 Sözleşmesi’ne taraf olmuştur. Türkiye, Vatansızlığın Azaltılmasına Dair 1961 Sözleşmesi’ne, Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi’ne ve Devlet Halefiyeti Halinde Vatansızlığın Önlenmesine İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne taraf olmamıştır. Türkiye, vatansızlıkla ilişkili hükümler içeren diğer tüm insan hakları sözleşmelerine taraftır. Bu sözleşmelerden çoğuna çekince koyulmasına rağmen, bu çekincelerin vatansızlık üzerine esas olarak bir etkisi bulunmamaktadır.

  • Türkiye, 1954 Sözleşmesi’ne çekincesiz taraf olmuştur ve Sözleşme’nin iç hukukta doğrudan etkisi vardır.
  • Türkiye, 1961 Sözleşmesi’ne taraf değildir. 2011 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Türkiye’nin Sözleşme’ye katılımını onaylayan bir kanun tasarısını kabul etmiştir. Fakat bu tasarı henüz kanunlaşmamıştır.
  • Türkiye, Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi’ne ve Devletin Halefiyeti Halinde Vatansızlığın Önlenmesine İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne taraf değildir.
  • Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne çekince koymadan taraf olmuştur. Türkiye ayrıca, vatansızlıkla ilgili hükümler içeren diğer tüm insan hakları sözleşmelerine taraftır. Türkiye bu insan hakları sözleşmelerinin neredeyse tümüne çekince koymuştur. Fakat bu çekincelerin vatansızlık veya vatandaşlık hakkı üzerine esas olarak bir etkisi bulunmamaktadır.

Vatansız Nüfusa İlişkin Veriler

Vatansızlık üzerine ayrıştırılmış nüfus verilerinin bulunup bulunmadığı ve kaynakları incelenir. Güncel veriler sunulur ve nüfus sayımı, nüfus kayıtları ve göç veri tabanları da dahil olmak üzere, ülkelerin vatansız kişiler ile ilgili veri tutmak için kullandığı yöntemlerin güvenilirliği değerlendirilir. Ülkedeki vatansızlığın haritalandırılmasına yönelik çalışmaların yapılıp yapılmadığı ve idari gözetim altında kaç vatansız kişinin tutulduğunun belirlenmesi için yeterli veri tutma yöntemlerinin olup olmadığına bakılır.

Türkiye’deki vatansız nüfus haritalandırılmamıştır. Vatansız kişilerin sayısına ilişkin mevcut veriler ise, çakışan kategoriler, bazı verilerin ayrıştırılmamamış olması ve vatansızlık tespit prosedürü kapsamındaki başvuru, onay ve ret sayılarına ait verilerin bulunmaması nedeniyle eksik ve/veya yetersizdir. Mevcut veriler, ‘vatansız’, ‘bilinmeyen uyruk’ ve ‘Filistinli’ gibi kategorileri içermektedir. Ayrıca, (Suriye’den kaçan kişilere verilen) geçici korumadan yararlananların sayısına ilişkin ayrı bir veri toplanmış; ancak, bu veri kişilerin vatandaşlıklarına göre ayrıştırılmamıştır. Vatansızlık üzerine herhangi bir haritalandırma çalışması yapılmamıştır. İdari gözetim altında tutulan kişilerin sayısına ilişkin kamuya açık herhangi bir resmi veri bulunmamaktadır.

  • Türkiye’deki vatansız nüfusun haritası henüz çıkarılmamıştır. Vatansız nüfusa ilişkin mevcut veriler ise, vatansızlık tespit prosedürüne (VTP) ilişkin veri bulunmaması, veri setlerinde çakışan kategoriler olması ve verilerin bazılarının vatandaşlık durumuna göre ayrıştırılmamış olması nedeniyle eksik ve/veya yetersizdir.
  • Türkiye’deki vatansız kişilerin sayısı hakkında cinsiyet bakımından ayrıştırılmış bazı veriler toplanmakta ve yayımlanmaktadır. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi, 2022 yılında, 439 vatansız kişiyi (261 erkek ve 178 kadın), ‘bilinmeyen vatandaşlığı’ olan 237 kişiyi (121 erkek ve 116 kadın) ve 26.278 Filistinliyi (15.523 erkek ve 10.755 kadın) kayıt altına almıştır.
  • Uluslararası Göç İstatistikleri’nde 2022 yılında Türkiye’ye göç edenlerin sayısı, 109 vatansız kişi (64 erkek ve 45 kadın), ‘bilinmeyen vatandaşlığı’ olan 100 kişi (39 erkek ve 61 kadın) ve 5581 Filistinli (3855 erkek ve 1726 kadın) olarak açıklanmıştır.
  • Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından sağlanan yukarıdaki istatistikler, ikamet veya çalışma izni olan kişiler ile uluslararası koruma kapsamında olan kişileri kapsamaktadır. Veriler, Suriye’den kaçan geçici koruma altındaki kişileri veya üç aydan kısa süreli ikamet izni olan kişileri içermemektedir. Bu nedenle veriler, Türkiye’deki vatansız kişi nüfusuyla ilgili bütüncül bir resim sunamamaktadır.
  • 31 Ağustos 2023 itibarıyla Türkiye’de 3.298.817 kişi geçici korumadan yararlanmaktaydı. Fakat bu veride, Suriye’den gelen Suriye vatandaşları, mülteciler ya da vatansız kişiler arasında bir ayrım yapılmamaktadır. Suriye’de tarihsel olarak vatansız bir nüfusun varlığına rağmen, elverişli veri bulunmaması nedeniyle, bu vatansız kişilerin kaçının şu anda Türkiye’de geçici koruma altında ikamet ettiği bilinmemektedir. 2018 yılında yayımlanan resmi bir raporda, Türkiye'de doğan 276.000 Suriyeli çocuğun vatansız olabileceği öne sürülmüş olup, bu bilginin güvenilirliği ve güncelliği tartışmalıdır.
  • Vatansız mültecilerin ve/veya sığınmacıların sayısına ya da vatansızlık tespit prosedürü kapsamındaki başvuru, onay ve ret sayılarına dair kamuya açık resmi bir veri mevcut değildir.
  • Vatansızlıkla ilgili bir haritalandırma çalışması yapılmamıştır. BMMYK, Türkiye’deki vatansız veya vatansızlık riski altındaki nüfusun büyüklüğüne ilişkin bir tahmin yayımlamamıştır.
  • İdari gözetim altında tutulan kişilerin sayısına ilişkin kamuya açık resmi bir veri bulunmamakta olup, düzensiz göçmen olarak tutuklanan kişilerin sayısına ilişkin sınırlı veri bulunmaktadır.

Vatansızlığın Tespiti ve Vatansız Kişi Statüsü

Ülkelerin ulusal hukukunda, 1954 Sözleşmesi ile uyumlu bir vatansız kişi tanımının olup olmadığı ve vatansız kişi statüsü verilmesiyle sonuçlanan bir vatansızlık tespit prosedürünün (VTP) mevcut olup olmadığı belirlenir. VTP’nin mevcut olmadığı durumlarda, vatansızlığın tespit edilebileceği başka prosedürlerin veya vatansız kişilerin ülkede kalışlarını düzenleyebilecekleri ya da haklarına erişebilecekleri diğer yolların var olup olmadığı değerlendirilir. Aralarında karşılaştırma yapılabilmesi için ülkeler, koruma sağlayan bir VTP’ye sahip olanlar, başka prosedürlere sahip olanlar ve vatansızlık statüsünün bulunduğu ama korumaya erişim için net bir mekanizmaya sahip olmayanlar olarak üç alt gruba ayrılmıştır. Mevcut prosedürler ve vatansız kişilere tanınan haklar, uluslararası norm ve iyi uygulamalara göre incelenmekte ve değerlendirilmektedir. Savaştan kaçan vatansız kişilerin geçici korumaya erişiminin olup olmadığı da değerlendirilir.

Türkiye’de mevzuatta vatansızlık tespit prosedürü düzenlenmekte ve 1954 Sözleşmesi’ndeki tanımdan daha dar olsa da vatansız kişi tanımı yapılmaktadır. Vatansızlık tespiti talepleri, farklı illerde yapılabilmekte (İl Göç İdaresi Müdürlüklerine) ve merkezi makam (Göç İdaresi Başkanlığı) tarafından incelenerek karara bağlanmaktadır. Başvurular, sözlü ya da yazılı olarak, farklı dillerde yapılabilmektedir. Başvuru yapmak için ülkede yasal olarak kalış şartını karşılamak veya başvuru ücreti ödemek gerekmemektedir. Ancak, prosedür ile ilgili bir farkındalık eksikliği olup, mevcut bilgiler detaylı değildir. Bu durum, prosedüre erişimi kısıtlayabilmektedir. Mevzuatta, ispat yükü paylaşılmakta ancak belirli bir ispat standardı bulunmamaktadır. Uygulamada ispat gereksinimlerini karşılamak zor olabilmektedir. Vatansızlıklarının tespitini talep eden kişilerin başvuruları incelenirken ülkede yasal olarak bulundukları kabul edilir. Ancak, bu süre içerisinde ekonomik ve sosyal hakları kısıtlıdır ve sınır dışı edilmeye karşı tam olarak korunmazlar. Vatansız olarak tespit edilen bir kişiye vatansız kişi statüsü tanınır ve her iki senede bir otomatik olarak yenilenen ve ülkede kalış hakkı veren bir Vatansız Kişi Kimlik Belgesi düzenlenir. Vatansız olarak tespit edilen kişilerin, seyahat belgesi ve çalışma izni için başvuru yapma hakları vardır. Tespit edilen vatansız kişilerin ayrıca eğitime ve Genel Sağlık Sigortası’na erişim hakları vardır. Bununla birlikte, vatansız olarak tespit edilen kişiler oy verme hakkına sahip değildir. Türkiye, komşu ülkesi Suriye'deki savaştan kaçan kişiler için geçici bir koruma rejimi uygulamaktadır. Ukrayna'daki savaştan kaçanlar için ise, herhangi bir geçici koruma rejimi bulunmamaktadır.

  • Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, vatansız kişiyi, “hiçbir devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olmayan ve yabancı sayılan kişi,” olarak tanımlamaktadır. Bu tanım, 1954 Sözleşmesi’ndeki tanıma göre daha dardır. Çünkü 1954 Sözleşmesi’nde geçen ve yasaların pratikte nasıl uygulandığının dikkate alınmasını gerektiren ‘kendi hukukunun işleyişi içerisinde’ ifadesini içermemektedir.
  • Ulusal hukuktaki bu daha dar tanıma rağmen, 1954 Sözleşmesi’nin tanımı uluslararası teamül hukukunun bir parçası olarak kabul edildiğinden Türkiye için bağlayıcı niteliktedir.
  • Kamu otoritelerine veya yargı mensuplarına yönelik resmi eğitim sağlandığına ilişkin kamuya açık bilgi bulunmamaktadır.
  • Diğer kuruluşlar tarafından kapasite geliştirme çalışmaları düzenlenmiştir. 2020 yılında, BMMYK Türkiye tarafından vatansız kişilerin korunması ve VTP hakkında göç idaresi yetkililerine yönelik bir çalıştay düzenlenmiş ve çalıştayda vatansızlığın tespitine yönelik rehberlik sağlayan Standart Operasyon Prosedürleri (SOP) gözden geçirilmiştir. 2022 yılında, Mülteci Hakları Merkezi ve Avrupa Vatansızlık Ağı tarafından hukukçular, sivil toplum, akademisyenler ve devlet kurumu temsilcilerine yönelik vatansızlık konusunda çevrimiçi bir seminer dizisi ve yüz yüze bir çalıştay düzenlenmiştir.
  • Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) tarafından düzenlenen ve YUKK’un Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik ile detaylandırılan vatansızlık tespit prosedürü (VTP) bulunmaktadır. VTP, göç idaresi makamları tarafından yürütülen idari bir prosedürdür. Vatansız olarak tespit edilen kişilere vatansız kişi statüsü verilir ve Vatansız Kişi Kimlik Belgesi düzenlenir.
  • Vatansızlık tespiti başvurusu, herhangi bir İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne yapılabilir. İlgili İl Göç İdaresi Müdürlüğü başvuruyu merkezi vatansızlık tespit kurumu olan Göç İdaresi Başkanlığı’na iletmekten sorumludur. Her İl Göç İdaresi Müdürlüğü’nün kendi organizasyon yapısı vardır ve bazılarının vatansızlık tespiti taleplerini değerlendirmeye ayrılmış özel bir birimi olabilir.
  • Göç İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesinde vatansızlık tespiti talebinin nasıl yapılacağına ilişkin bazı bilgiler mevcuttur. Ancak bu bilgiler sınırlıdır ve yeterince yaygınlaştırılmamıştır.
  • Başvurular, basit ve kısa bir başvuru formu aracılığıyla herhangi bir dilde sözlü ve/veya yazılı olarak yapılabilir. Daha az konuşulan diller için pratikte tercüman bulmak zor olabilir. Yetkililer VTP'yi re’sen başlatamazlar. Başvuruyu alan yetkili, başvuru sahibinin yanıtlarına dayanarak formu doldurabilir.
  • Başvuru ücreti, yasal kalış şartı ya da başvuru için herhangi bir süre sınırı yoktur. Vatansızlık tespiti talebinde bulunan kişi, halihazırda başka bir ülke tarafından düzenlenmmiş vatansız kişilere ait bir kimlik veya seyahat belgesine sahipse, başvurusu işleme alınmayacaktır.
  • YUKK, vatansızlık başvurusu alan kolluk kuvvetleri, sınır kapılarındaki görevliler veya diğer kamu kurumlarının durumu derhal ilgili İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne bildirmesi gerektiğini düzenlemişdir; ancak, bu hükmün pratikte etkili uygulanıp uygulanmadığı belirsizdir.
  • İspat yükü, başvurucular ile göç idaresi yetkilileri arasında paylaşılmaktadır, ancak kanun VTP için bir ispat standardı belirlememiştir. Başvurucuların herhangi bir ülkenin vatandaşlığına sahip olmadıklarını kanıtlayan bilgi veya belgeleri (örneğin, vatansızlık belgesi) sunmaları gerekmektedir. Yetkililer ilgili bilgi ve belgeleri temin etmek amacıyla yabancı ülkelerin konsolosluk makamlarıyla iletişime geçebilir, ancak pratikte bu yazışmalarda genellikle uzun gecikmeler yaşanmaktadır.
  • Vatansızlığın kanıtlanmasına ilişkin zorlukların giderilmesini amaçlayan özel hükümler bulunmaktadır. Başvurucuların vatansızlıklarını kanıtlayan bilgi veya belge sunamaması halinde, ilgili ülkenin vatandaşlık kanunları kanıt olarak kabul edilebilir. Uygulamada yetkililer, yalnızca başvurucuların sözlü beyanlarına veya ilgili ülkelerin vatandaşlık kanunlarına dayanmak yerine, genellikle belge türünde destekleyici kanıtlar aramaktadır.
  • YUKK, uluslararası koruma prosedüründe 'özel ihtiyaç sahibi kişilere' öncelik verilmesi gerektiğini düzenlese de VTP'ye ilişkin hükümlerde bu tür bir gerekliliğe değinilmemektedir. Özel ihtiyaç sahibi kişiler tanımlanmış olup, vatansız kişiler bu kapsamda kabul edilmemiştir. Uluslararası koruma prosedüründe refakatsiz çocuklara yönelik özel güvenceler düzenleyen hükümler de vardır, ancak bunlar vatansızlık tespiti talep eden refakatsiz çocuklar açısından geçerli değildir.
  • BMMYK ve Göç İdaresi Başkanlığı, vatansızlık tespit prosedürü konusunda yetkililere rehberlik sağlamak amacıyla Standart Operasyon Prosedürleri (SOP) geliştirmiştir. Bu Standart Operasyon Prosedürleri kamuya açık değildir.
  • Çok az sayıda başvuru işleme alınmış olmasına rağmen, karar alma sürecinde bilinen herhangi bir hata bulunmamaktadır.
  • Uluslararası koruma statü ve başvuru sahipleri, baroları tarafından yürütülen adli yardım hizmetlerinden ücretsiz olarak yararlanabilmektedir. YUKK’taki adli yardım hizmetlerine ilişkin hükümlerde vatansızlık tespiti için başvuru yapanlardan özel olarak bahsedilmemektedir. Ancak, kural olarak, avukatlık hizmeti bedelini karşılayacak mali imkanlardan yoksun olan herkes adli yardım hizmetlerine erişebilmelidir. VTP kapsamındaki başvurucuların uygulamada adli yardım hizmetlerine erişip erişmediği bilinmemektedir.
  • Vatansızlık tespiti için başvuru yapanların mülakat hakkı vardır. Ancak ücretsiz tercüme hizmetlerinden yararlanma hakkı mevzuatta düzenlenmemiştir ve bu  durum uygulamada engel yaratabilecektir.
  • Uygulamada bu konuda eksiklikler bulunsa da kural olarak tüm idari kararlar gerekçeli olarak ve yazılı şekilde verilmelidir. Vatansızlık tespit prosedürü yasal olarak 90 gün içinde tamamlanmalıdır; ancak özellikle kanıtın sınırlı olduğu vakalarda bu süre sıklıkla aşılmaktadır.
  • VTP'ye yönelik herhangi bir kalite güvence denetimi bulunmamaktadır ve BMMYK'nın rolü, yetkililer için eğitim sağlamak ve rehberlik geliştirmekle sınırlı görünmektedir.
  • YUKK, uluslararası koruma prosedürü sırasında vatansızlığın tespit edilmesine ilişkin özel bir düzenleme getirmezken, vatansız olması, uluslararası koruma başvuru sahibinin haklı nedenlere dayalı zulüm korkusu için geçerli bir neden olabilir. Bir kişinin uluslararası koruma başvurusu reddedilirse, bu kişiyi VTP'ye yönlendirecek herhangi bir mekanizma bulunmamaktadır. Bu gibi durumlarda, kişilerin kendi inisiyatifleriyle ayrı bir vatansızlık tespiti başvurusunda bulunmaları gerekmektedir. Eğer vatansız bir kişiye uluslararası koruma statüsü verilmişse, bu kişi aynı anda vatansız kişi statüsü alamaz. Kişiler hangi statü için başvurmak istediklerine karar vermelidir. Vatansızlar da dahil olmak üzere Suriye'den gelen kişiler, uluslararası korumadan değil, yalnızca geçici korumadan yararlanabilirler, ancak vatansız kişi statüsü veya ikamet izinleri için başvuru yapmalarının önünde bir engel yoktur.
  • Başvurucuların VTP sonucunu beklerken ülkede yasal kalış hakkı bulunmaktadır. Kişinin halihazırda başka bir ülkeden aldığı  vatansızlara verilen bir kimlik veya seyahat belgesi yoksa, yapılan başvurular incelemeye alınır. Başvuruculara, vatansızlık tespiti talebinde bulunduklarını teyit eden bir belge verilir (müracaat belgesi). Bu belge ülkede kalmaları için verilen bir yasal izin niteliğindedir.
  • Vatansız kişi statüsü için başvuru yapanlar, uluslararası koruma başvurusu yapanların aksine, çalışma veya sosyal yardım hakkına sahip değildir. Yoksulluk içinde yaşayan kişiler, nakdi veya ayni yardım için başvurabilirler.
  • Vatansız kişi statüsü için başvuru yapanlar, rutin olarak idari gözetim altına alınmazlar, ancak yasada öngörülen nedenlere dayanılarak (örneğin, izinsiz çalışmak veya kamu düzenine karşı tehdit oluşturmak) sınır dışı edilmelerine karar verilmesi halinde idari gözetim altına alınmaya ve sınır dışı edilmeye karşı korunmazlar.
  • Kişiler VTP sonucu aleyhlerinde verilen kararlara karşı Ankara'daki yetkili idare mahkemesinde iptal davası açarak itiraz etme hakkına sahiptir.
  • Maddi imkânı olmayan herkesin adli yardım hizmetlerine erişim hakkı bulunmasına karşın, YUKK’ta vatansız kişiler için adli yardım hakkı (uluslararası koruma başvuru sahiplerinin aksine) özel olarak öngörülmemiştir. Aleyhe karara itiraz eden vatansızların, uygulamada adli yardım hizmetlerine erişip erişmediği belirsizdir.
  • İtiraz sürecinde bazı yargı gider ve masrafları söz konusudur.
  • Vatansız olarak tespit edilen kişilere, ülkede yasal kalış hakkı veren ve her iki yılda bir otomatik olarak yenilenen bir Vatansız Kişi Kimlik Belgesi düzenlenir. Vatansız Kişi Kimlik Belgesine sahip olanlar, kamu düzeni veya kamu güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturmadıkları müddetçe sınır dışı edilemezler.
  • Vatansız kişi statüsü, kişiye seyahat belgesi başvurusunda bulunma hakkı verir; ancak bu seyahat belgesi, yalnızca Türkiye'ye tek giriş veya Türkiye'den tek çıkış için geçerli olup birden fazla girişe izin vermez. Vatansız kişiler, kanunda belirtilen şartlara uygun olarak, (a) kısa dönemli ikamet izni; (b) aile ikamet izni; (c) öğrenci ikamet izni; (d) uzun dönemli ikamet izni; (e) insani ikamet izni veya (f) insan ticareti mağdurları için ikamet izni dahil olmak üzere ikamet izni başvurusunda bulunabilir.
  • Aile ikamet izni, başvuru sahibinin eşi ve reşit olmayan veya bakmakla yükümlü olduğu çocukları için aile birleşimi başvurusunda bulunmasına olanak tanır.
  • Vatansız kişi statüsündekiler çalışma izni almak için başvurabilir ve ilk, orta ve yüksek öğretim olanaklarına erişebilir. Vatansız kişi statüsündekiler ayrıca, ülkede ikamet eden herkesin bir tür sağlık sigortasına sahip olmasını mümkün kılan ve geliri belirli bir eşiğin altında olan kişilere ücretsiz sağlık hizmeti sağlayan Genel Sağlık Sigortası’ndan yararlanabilir.
  • Oy kullanma hakkı, hem yerel hem de genel seçimlerde yalnızca Türk vatandaşlarına mahfuzdur.
  • Vatansız Kişi Kimlik Belgesi, yalnızca kanunda belirtilen belirli koşullar uyarınca iptal edilebilir, ancak bunun için bir orantılılık değerlendirmesi gerekli değildir.
  • Türkiye, komşu ülkesi Suriye'deki savaştan kaçan kişiler için bir geçici koruma rejimi uygulamaktadır. Bu geçici koruma, Türkiye’ye varışları sırasında belgeleri bulunmasa bile, Suriye vatandaşları, Suriye’deki mülteciler ve vatansızlar da dahil olmak üzere, Suriye'den Türkiye'ye gelen herkes için geçerlidir.
  • Ukrayna'daki savaştan kaçanlar için Türkiye'de herhangi bir geçici koruma rejimi bulunmamaktadır. Vatansız kişiler ve Ukrayna'dan kaçan kişiler de dahil olmak üzere, Suriye dışındaki ülkelerden gelen kişilere, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu uyarınca, mülteci (Avrupa Konseyi Üye Devletlerinden kaçan kişiler), şartlı mülteci (diğer ülkelerden kaçan kişiler) veya ikincil koruma (geri göndermeme ilkesi temelinde) statülerinden birini almaya hak kazanmaları halinde uluslararası koruma sağlanmaktadır.

İdari Gözetim

Genel olarak idari gözetim ile ilgili mevzuat, politika ve uygulamayı inceler, ancak vatansız kişilerin, geri gönderme ve sınır dışı etme prosedürleri sırasında keyfi olarak idari gözetim altına alınmasını önlemek için yürürlükte olan koruma önlemlerine odaklanır. Alt temalarda, vatansızlığın tespit edilmesi ve makul bir geri gönderme ihtimali olup olmadığının değerlendirilmesi, yasal süre sınırları, yargısal denetim ve etkili başvuru yolları gibi usul güvencelerinin yanı sıra, idari gözetimden salıverildikten sonra vatansız kişilere tanınan haklar ve yeniden idari gözetim altına alınmaya karşı mevcut olan korumalar gibi konular incelenmektedir.

İdari gözetim, sınır dışı etme amacıyla ya da başvuruları işleme alınırken uluslararası koruma başvuru sahiplerine yönelik olarak mevzuatta öngörülmüştür. Uygulamada, yetkililer sadece uluslararası koruma başvurusunda bulunmaları nedeniyle kişileri rutin olarak idari gözetim altına almaktan kaçınmaktadır. İdari gözetime alternatif tedbirler kanunla belirlenmiş olsa da bunların sistematik ve etkili bir şekilde uygulanmasında eksiklikler mevcuttur. Kanunda açıkça gerekli olmamakla birlikte, uygulamada bir kişinin sınır dışı edilmek üzere idari gözetim altına alınması halinde, gönderileceği ülke belirlenmelidir. Bazı idare mahkemeleri, kişinin gönderileceği ülke belirtilmediği gerekçesiyle sınır dışı kararlarını iptal etmiştir. Kanun, ‘özel ihtiyaç sahibi’ olan kişileri belirler, ancak vatansızlık kişilerin hassasiyetlerini artıran bir faktör olarak değerlendirilmez. İdari gözetimde tutulan kişiler için mevzuatta nispeten güçlü usul güvenceleri bulunmasına rağmen, bu güvencelere erişim uygulamada genellikle sınırlı kalmaktadır. İdari gözetim altında tutulan kişiler, idari gözetime alınma gerekçelerinin artık geçerli olmaması halinde serbest bırakılmalıdır. Ancak, bu gerekçelerin hiçbiri vatansızlıkla ilgili olmayıp, makul bir geri gönderme olasılığı bulunmadığında yetkililerin kişiyi serbest bırakma yükümlülüğü yoktur. İdari gözetimden serbest bırakılan kişilerin yeniden belgelendirme sürecini düzenleyen kamuya açık resmi bir kılavuz bulunmamaktadır. Salıverilmelerinin ardından, alternatif tedbirlere tabi tutulan kişilere, bu durumun ülkede kalış hakkı vermediğini ve sınır dışı etme işlemlerinin devam ettiğini açıklayan bir belge verilmektedir. Hakkında alternatif tedbirler uygulanan bu kişiler, yükümlülüklerini yerine getirmezlerse tekrar idari gözetim altına alınabilir. Mevcut durumda uygulama alanı olmayan 2014 tarihli AB-Türkiye Geri Kabul Anlaşması, vatansızlığı hukuki açıdan önemli bir faktör olarak tanımakta; ancak, vatansız kişilere, vatandaşlığı bulunan kişiler ile benzer şekilde muamele etmektedir.

  • İdari gözetim, sınır dışı etme amacıyla ya da başvuruları işleme alınırken uluslararası koruma başvuru sahiplerine yönelik olarak mevzuatta öngörülmüştür. Uygulamada, yetkililer sadece uluslararası koruma başvurusunda bulunmuş olmaları nedeniyle kişileri rutin olarak idari gözetim altına almaktan kaçınmaktadır. Türkiye, göç yönetimi kapsamında yürütülen idari gözetim işlemleri için polis karakolları, bazı özel tutulma yerleri ve havaalanı transit bölgeleri gibi geri gönderme merkezleri dışında yerler de kullanmaktadır.
  • Sınır dışı kararı aldıktan sonra idari gözetim kararı vermek yerine, kişinin özgürlüğünü kısıtlamayan yöntemlere başvurma seçeneği sunan idari gözetime alternatif tedbirler, 2022 yılından bu yana mevzuatta mevcuttur. Bu düzenlemelerin pratikte nasıl uygulandığına ilişkin bilgiler sınırlıdır. Kişi hakkında idari gözetime alternatif tedbirlere başvurmanın uygun olup olmayacağına ilişkin değerlendirmelerin sistematik ve etkili bir şekilde yapılmasında eksiklikler gözlemlenmektedir.
  • YUKK, kişilerin sınır dışı kararıyla menşe ülkelerine, güvenli bir transit ülkeye veya üçüncü bir ülkeye gönderilmesine izin vermektedir. Mevzuatta, sınır dışı kararlarında kişinin gönderileceği ülkenin belirtilmesini gerektiren açık bir hüküm yoktur. Ne var ki, kişinin sınır dışı edilmesi halinde gönderileceği ülkede tehlike altında olup olmayacağının değerlendirilebilmesi için bu ülkenin belirlenmiş olması gerekmektedir. Çünkü kişinin gönderileceği ülkenin belirlenmemesi durumunda, burada maruz kalacağı koşullar değerlendirilemeyecektir. Uygulamada, sınır dışı kararlarında kişinin gönderileceği ülkenin belirtilmediği örneklere rastlanmaktadır. Bununla birlikte, yetkili idare mahkemelerinin gönderilecek ülkenin belirtilmemesi nedeniyle sınır dışı kararlarının iptaline karar verdiği çok sayıda dava bulunmaktadır.
  • İdari gözetimin gerekliliğine ilişkin yetkililerce aylık periyotta düzenli incelemeler yapılmalıdır. Kişiler, idari gözetim gerekçelerinin artık geçerli olmaması halinde serbest bırakılmalıdır. Ancak uygulamada, yetkililerin bu değerlendirmeleri yapmayı ihmal ettiği vakalar görülebilmektedir. Makul bir geri gönderme olasılığı bulunmadığında, yetkililerin kişiyi serbest bırakmaya ilişkin yasal bir yükümlülüğü bulunmamaktadır.
  • Diğer kayıtsız yabancılar gibi,  VTP veya uluslararası koruma prosedürü kapsamında olmayanlar başta olmak üzere vatansız kişilerin idari gözetim altına alınma riski yüksek olup, yasal koşulların karşılanması halinde, bu kişiler hakkında sınır dışı kararı alınması mümkündür.
    Eğer kimlik bilgileri veya uyruğu hakkında önemli bir belirsizlik varsa, kişi idari gözetim altına alınabilir. Fakat bu, sadece kimliği veya uyruğu hakkında yanlış bilgi verdiğinden şüphelenilen kişiler için geçerli olabilir. Uluslararası koruma başvurusu yapan vatansız bir kişinin vatandaşlığı olmadığını beyan etmesi halinde, bu durum idari gözetim için bir gerekçe teşkil etmemelidir.
  • YUKK, ‘özel ihtiyaç sahibi’ olan kişileri belirler; ancak vatansız kişiler bunlara dahil değildir. Genel olarak, vatansızlık kanunda hassasiyeti artıran bir faktör olarak görülmemektedir.
  • İdari gözetim kararları, idari gözetimin gerekliliğine ilişkin kişinin özel koşulları dikkate alınarak yapılan bireysel değerlendirme sonucu verilmelidir. YUKK’ta, idari gözetim usul ve koşullarının özel ihtiyaç sahiplerine uyarlanması için bazı hükümler bulunmaktadır, ancak yalnızca uluslararası koruma başvuru sahibi refakatsiz çocuklar idari gözetimden muaf tutulacağı düzenlenmiştir.
  • Geri gönderme merkezlerinde tutulan özel ihtiyaç sahiplerini tespit etmek ya da korunma ihtiyacı bulunan veya vatansız olan kişileri belirleyerek kendilerini uluslararası koruma prosedürüne veya VTP’ye yönlendirmek amacıyla düzenlenmiş, kamuya açık resmi bir tarama mekanizması bulunmamaktadır.
  • Göç yönetimi kapsamında idari gözetim altında tutulan kişiler için YUKK’ta temel usul güvenceleri düzenlenmektedir. Bu güvenceler arasında, sınır dışı etmek üzere uygulanan idari gözetim tebdiri için altı aylık yasal süre sınırı (12 aya kadar uzatılabilir), uluslararası koruma başvuru sahiplerinin idari gözetimi için ise 30 günlük yasal süre sınırı bulunmaktadır. Sınır dışı etmek amacıyla uygulanan idari gözetimin devamında zaruret bulunup bulunmadığını değerlendirmek için aylık incelemeler yapılmalıdır.
  • İdari gözetim altındaki kişilere, hukuki danışmanlık ve hukuki destek ile ücretsiz adli yardım hizmetlerine erişim hakkı tanınmaktadır. İdari gözetim kararlarına karşı Sulh Ceza Hâkimliklerine her zaman itiraz edilebilir; ancak itirazın yürütmeyi  durdurma etkisi yoktur. Sınır dışı etme kararlarına karşı ise idare mahkemesinde 7 gün içinde iptal davası açarak itirazda bulunulabilir. Geri gönderme merkezlerinde idari gözetim altında tutulan kişiler, menşe ülkelerinin konsoloslukları, BMMYK, sivil toplum örgütleri veya avukatlar tarafından ziyaret edilme ve dış dünyayla iletişim hakkına sahiptir.  İdari gözetim altında tutulan kişilere, anladıkları bir dilde, haklarındaki idari gözetim kararının sonuçları, itiraz prosedürü ve itirazda bulunmak için öngörülen süreler hakkında net bilgiler verilmelidir.
  • İdari gözetimden salıverilen kişilere, ‘T6 Formu’ olarak bilinen, ‘İdari Gözetim Sonlandırma Bildirim Formu’ adı verilen ve isim, doğum tarihi, uyruk ve dil gibi kişisel bilgileri içeren bir belge verilmektedir. Bununla birlikte, bu belgenin esas amacı, serbest bırakılıp idari gözetime alternatif tedbirlere tabi tutulan kişilere (belirli bir adreste ikamet etme ve düzenli imza verme gibi) yükümlülüklerini açıklamaktır. T6 formunda, idari gözetime alternatif tedbirlerin uygulanmasının ülkede kalış hakkı vermediği ve sınır dışı etme işlemlerinin halen devam ettiği açıkça ifade edilmektedir.
  • T6 formu, idari gözetim altına alınma gerekçelerinin yerine getirilememesi sebebiyle serbest bırakılan kişilere de verilebilir. Bu kişiler, ülkede yasal kalış hakkına ya da herhangi bir hukuki statüye hak kazanmaz ve sınır dışı işlemlerine tabi olmaya devam ederler.
  • 2014 tarihli AB-Türkiye Geri Kabul Anlaşması’nda vatansızlık, hukuki açıdan önemli bir faktör olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte, vatansız kişiler, AB Üye Devletlerinin vatandaşları veya Türk vatandaşları ile eşdeğer görülmekte, vatansızlığın kendine özgü koşullarını ele alan özel hükümler düzenlenmemektedir. Uygulamada, vatansız kişilerin bu anlaşma uyarınca geri gönderilip gönderilmediğine dair yeterli bir bilgi bulunmamaktadır ve mevcut durumda bu anlaşma uygulanmamaktadır.
  • 2014 tarihli AB-Türkiye Geri Kabul Anlaşması, çocuğun üstün yararı ilkesinden ya da çocuğun geri gönderildiği ülkedeki vatandaşlık hakkından özel olarak bahsetmemektedir.

Önleme ve Azaltma

Vatansızlığı önlemek ve azaltmak için vatandaşlık yasalarındaki güvencelerin yeterliliğini değerlendirir. Bu değerlendirmeye, vatansız kişiler için vatandaşlığa geçiş yollarının kolaylaştırılmasının öngörülüp öngörülmediği ve ülke topraklarında doğan veya yurt dışında vatandaşlardan doğan ve vatandaşlık verilmediği takdirde vatansız kalacak olan çocuklar, buluntu çocuklar ve evlat edinilen çocuklar için koruma sağlanıp sağlanmadığı konuları dahildir. Doğum kaydının geç yapılabilme olanağı ve yerinde (in situ) vatansızlığı önlemek ve azaltmak için devletler tarafından alınan tedbirler de dahil olmak üzere, doğum kaydına ilişkin mevzuat, politika ve uygulamaları inceler. Vatandaşlığın kaybına ilişkin hükümleri analiz eder ve vatandaşlıktan gönüllü çıkma ve vatandaşlıktan çıkarılma ile ilgili hükümlerde vatansızlığı önlemek için güvencelerin olup olmadığını inceler.

Vatansız kişiler için kolaylaştırılmış bir vatandaşlık tanıma yolu bulunmamaktadır. Vatansız kişiler, ikamet, dil, iyi karakter, geçim kaynağı ve cezai hüküm giymemiş olmak veya herhangi bir suçtan yargılanmamak gibi çeşitli şartları içeren, kanunla belirlenmiş genel koşullar altında Türk vatandaşlığı başvurusunda bulunabilirler. Vatandaşlık başvurusu prosedüründe, vatansız kişilere, belirli belgelere sahip olmamaları halinde, o belgeleri sunmaktan muafiyet tanınır.
Evlat edinme bağlamında, buluntu çocuklar için ve Türk vatandaşlarından doğan çocuklar için (soybağı esasıyla) çocuk vatansızlığını önlemeye yönelik nispeten iyi güvenceler mevcuttur. Bununla birlikte, Türkiye’de doğan ve vatandaşlık almadığı takdirde vatansız kalacak olan çocukların Türk vatandaşlığı kazanmasına (doğum yeri esasıyla) olanak tanıyan hükme göre, çocuk için vatandaşlık başvurusunda bulunulması gerekmektedir. Bu başvuruda, doğum belgesi ile çocuğun ebeveynlerinin vatandaşlığını alamadığına dair kanıtlar gibi çeşitli belgelerin sunulması beklenmektedir. Bu durum, Türkiye’de doğum kaydına ilişkin raporlanan engeller nedeniyle endişe vericidir. Bu engeller, doğum kaydı ile ilgili farkındalık eksikliği ve kamu makamlarına başvurma çekincesi nedeniyle özellikle kayıtsız kişileri olumsuz etkilemektedir. Ayrıca, yabancı ebeveynlerin çocuklarının doğumunu Türkiye’de kaydettirebilmesi için önce kendilerini göç idaresi makamlarına kaydettirmeleri ve bir yabancı kimlik numarası almaları gerekmektedir.
Roman nüfusun kimlik belgelerine erişimini teşvik etmeye yönelik 2016-2021 stratejisi onaylanmış olmasına rağmen, uygulamada nüfus ve doğum kaydını teşvik etmek için özel bir tedbir alınmamıştır. Türkiye, Ahıska Türklerine Türk vatandaşlığı verilmesini kolaylaştırmıştır. Ulusal güvenlik tedbiri olarak vatandaşlıktan çıkarılmaya ilişkin hükümler mevcut olup, bu hükümler vatansızlığı önlemeye yönelik güvenceler içermemektedir. Olumlu olarak, vatandaşlıktan feragat ve bunun sonucunda oluşan vatandaşlığın kaybı, yalnızca kişinin başka bir vatandaşlığı varsa gerçekleşebilmektedir.

  • Vatansız kişiler, kanunla belirlenen genel şartlar altında, Türk vatandaşlığı kazanmak için başvuruda bulunabilirler. Başvuru şartları arasında, Türkiye’de kesintisiz 5 yıl boyunca yasal olarak ikamet etmiş olmak, iyi ahlak sahibi olmak, yeri kadar Türkçe konuşabilmek ve geçimini sağlayacak bir gelire sahip olmak gibi hususlar yer almaktadır.
  • Türk vatandaşlığı kazanabilmek için ayrıca, kişinin ulusal güvenlik ve kamu düzeni açısından bir tehdit oluşturmaması ve herhangi bir suçtan hüküm giymemiş ya da yargılanmıyor olması gerekmektedir. Başvuru için bir ücret ödenmelidir.
  • Vatansız kişiler için, bu genel şartlara getirilen tek istisna, başvuruda sunulması gereken belgelere sahip olmamaları halinde, bu belgelerin yerine yazılı bir beyan sunmalarının mümkün olmasıdır.
  • VTP kapsamında vatansız olarak tespit edilen kişiler, yukarıdaki kriterlere göre Türk vatandaşlığı başvurusunda bulunabilirler. Vatansız Kişi Kimlik Belgesi sahipleri olarak ülkedeki kalış süreleri, beş yıllık kesintisiz yasal ikamet süresinden sayılır. Ancak, geçici korumadan yararlanan Suriyeliler, bahse konu genel hükümler kapsamında Türk vatandaşlığı kazanmaya uygun değildir ve uluslararası koruma altındaki kişilerin vatandaşlığa kabulüne ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
  • Ebeveynlerin vatansız olduğu durumlar da dahil olmak üzere, Türkiye’de doğan ve ebeveynlerinden birinin vatandaşlığını kazanamayan çocukların, doğum yeri esasıyla Türk vatandaşlığını kazanabileceğine ilişkin yasal düzenleme bulunmaktadır.
  • Doğum belgesi, doğum tutanağı ve çocuğun ebeveynlerinden birinden vatandaşlık kazanmadığına ilişkin deliller gibi çeşitli belgelerle birlikte başvuruda bulunulması gerekmektedir. Çocuğun ebeveynlerinin de vatansız olması şart değildir, ancak ebeveynlerin vatansız olması durumunda, vatansızlıklarını kanıtlayan belgelerin sunulması gerekir (bu tür bir belgeye sahip olmamaları halinde bu şart aranmaz).
  • Vatandaşlık verilmediği takdirde vatansız kalacak çocukların Türk vatandaşlığı başvurularında, çocuğun veya ebeveynlerinin Türkiye’de ikamet süresi şartını karşılaması gerekmez ve herhangi bir yaş sınırlaması söz konusu değildir.
  • Ebeveynlere çocuklarının vatandaşlık hakları ve ilgili prosedürler hakkında yeterli bilgi verilmediği ve doğum kaydı yükümlülükleriyle ile ilgili bir farkındalık eksikliği olduğu gözlemlenmektedir.
  • Mevzuatta, mültecilerden veya geçici koruma altındaki kişilerden doğan çocukların vatandaşlık hakkını korumaya yönelik özel bir düzenleme bulunmamaktadır.
  • Buluntu çocuklar, aksi kanıtlanmadıkça, Türkiye’de doğmuş kabul edilir ve kendiliğinden Türk vatandaşlığı elde eder. Bu güvence, henüz kimliğini veya doğum yerini söyleme becerisine sahip olmayanlar da dahil olmak üzere tüm çocuklar için geçerli olup, bunun için herhangi bir yaş sınırı bulunmamaktadır.
  • Buluntu çocuklar da dahil olmak üzere, doğum yeri esasıyla Türk vatandaşlığı verilen ve daha sonra yabancı bir ebeveynden vatandaşlık kazanan kişiler, yetişkinliğe eriştikten sonraki üç yıl içinde Türk vatandaşlığından çıkmayı seçebilir. Vatandaşlıktan çıkma vatansızlıkla sonuçlanacaksa, buna izin verilmez.
  • Yabancı ebeveynler tarafından evlat edinilen Türk vatandaşı olan bir çocuk, evlat edinilme nedeniyle Türk vatandaşlığını kaybetmez. Bu kişiler, yetişkinliğe eriştikten sonraki üç yıl içinde Türk vatandaşlığından çıkma seçeneğine sahiptir. Ancak, bu şekilde bir vatandaşlıktan çıkma tercihi, kişinin vatansız kalmasına yol açacaksa, buna izin verilmez.
  • Türk vatandaşı tarafından evlat edinilen reşit olmayan bir çocuk, Türk vatandaşlığı kazanabilir. Kanunda açıkça bir yaş sınırı belirtilmemekle birlikte, kişinin ulusal güvenlik ve kamu düzeni açısından herhangi bir tehdit oluşturmaması esastır. Evlatlık ilişkisinin Türk vatandaşlığının kazanılmasından sonra sonlanması halinde, evlat edinilen kişi Türk vatandaşlığını korumaya devam eder.
  • Çocukların, Türkiye’de veya yurt dışında doğmuş olmasına bakılmaksızın, şu durumlarda soybağı esasıyla Türk vatandaşlığı kazandığı kabul edilir: (a) Türk baba veya anneden evlilik birliği içerisinde doğmuşsa (yurt dışında doğmuş olması halinde, doğduğu ülkenin vatandaşlığını da kazanıp kazanmadığına bakılmaksızın), (b) Türk anne ile yabancı, vatansız veya bilinmeyen bir babadan evlilik birliği dışında doğmuşsa veya (c) Türk baba ile yabancı bir anneden evlilik birliği dışında doğmuş ve baba ile soybağının kurulmasına ilişkin koşullar ve usuller yerine getirilmişse. Bu son durumda, çocuğun Türk babanın soyundan geldiğinin teyit edilmesi halinde, çocuk doğuştan Türk vatandaşlığına sahip olur.
  • Türkiye, eşcinsel ebeveynliği hukuken tanımamaktadır.
  • Ebeveynler ya da vasi veya kayyımlar, Türkiye’de doğan bir çocuğun doğumunu, doğumdan itibaren 30 gün içerisinde nüfüs müdürlüğüne bildirmelidir. Bu yükümlülük, hukuki statüsünden bağımsız, tüm yabancılar için de geçerlidir. Bildirilen doğum olayı, ülkede ikamet eden yabancılara ait diğer nüfus bilgilerinin de tutulduğu yabancılar kütüğüne kaydedilir.
  • Yabancı ebeveynlerin Türkiye’de doğan çocuklarını kaydettirebilmeleri için öncelikle kendilerini göç idaresi makamları nezdinde kaydettirmeleri ve bir yabancı kimlik numarası almaları gerekmektedir.
  • Sağlık kuruluşlarında gerçekleşen doğumlar, ilgili sağlık kuruluşu tarafından nüfus müdürlüğüne bildirilir. Sağlık çalışanlarının gözetiminde gerçekleşmeyen doğumlarda, ebeveynler, çocuklarının doğumunu sözlü olarak bildirmekle yükümlüdür. Sözlü beyanla yapılan bildirimlerde, doğum nüfusa kaydedilmeden önce, beyanların doğruluğu araştırılır. Belgeyle ya da beyanla bildirilen doğum kaydedildikten sonra çok dilli bir doğum belgesi (Formül A) düzenlenir.
  • Türk bir babadan veya Türk bir anneden doğan çocuk Türk vatandaşlığı kazanır. Eğer çocuk yabancı ebeveynlerden doğmuşsa, çocuğun ebeveyn(ler)iyle aynı vatandaşlığa sahip olduğu varsayımı yapıldığı gözlemlenebilmektedir. Türk vatandaşı olmayan ebeveynlerden doğan çocukların doğum kayıtlarında, çocuğun vatandaşlığı, anne ve baba adları, doğum yeri ve doğum tarihi belirtilir. Çocuğun bu kimlik bilgileri, yabancılar kütüğüne işlenir. Çocuğun doğumunu bildiren anne veya baba ile çocuk arasındaki soybağı, yabancı kimlik numarası kullanılarak kurulur.
  • Özellikle geçici koruma altındaki Suriyelilerin Türkiye’de doğan çocuklarının doğum kayıtlarının yapılmasına ilişkin çeşitli sorunlar bulunduğu bilinmektedir. Raporlanan temel sorunlar arasında, nüfus ve göç idaresi müdürlüklerindeki tutarsız uygulamalari; ebeveynlerin farkındalık ve bilgilendirilme eksikliği; çocuk yaşta, erken ve zorla evlilik ile çok eşli evlilikler (yetkililere başvurma konusundaki isteksizliği artıran bir husus olarak); annenin kayıtsız olması; çocuğun Suriye vatandaşlığını kazanmada yaşadığı zorluklar (Suriye’nin kadınlara yönelik cinsiyet ayrımcılığı yapan hükümler içeren vatandaşlık yasaları nedeniyle ülke dışında doğan çocukların anneleriyle olan soybağı temelinde Suriye vatandaşlığı kazanamaması) gibi durumlar yer almaktadır.
  • Türkiye’deki yabancıların göç idaresi makamları nezdinde kayıt olmaları gerektiği göz önünde bulundurulduğunda, kayıtsız olan yabancı ebeveynler, kamu makamlarına müracaat ettiklerinde, idari gözetim ve sınır dışı edilme riskleri altına girerler. Bu durum, düzensiz durumdaki yabancı ebeveynlerin çocuklarının doğumlarını kaydettirmelerini engelleyebilir.
  • Eğer çocuk doğumdan itibaren 30 gün içerisinde nüfusa bildirilmemişse, doğumun bu süre geçtikten sonra bildirilmesi mümkündür. Ancak geç bildirilen doğumlar, idari para cezası verilmesine yol açar. Nüfus kaydı olmadığı belirlenen kişilerin kimlik tespiti yapılarak kayıt altına alınmalarını gerektiren yasal düzenlemeler vardır.
  • Eşcinsel ebeveynlik Türkiye'de hukuken tanınmamakta olup, doğum belgesine yansıtılamamaktadır. Bu durum, çocuğun vatandaşlığının teyit edilmesine veya vatandaşlık kazanmasına etki edebilir.
  • Türkiye’de, doğum kaydını teşvik etmek için alınan özel önlemler yoktur. 2016-2021 Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesinde belirlenen adımlardan biri, tüm Romanların kimlik belgelerine sahip olmasının sağlanması olmuştur. Ancak bu strateji belgesinin uygulanmasına ilişkin herhangi bir ilerleme raporu yayımlanmamıştır. Strateji Belgesi, 2023-2025 dönemi için yenilenmiştir. Fakat yeni strateji belgesine, Roman nüfusun kimlik belgelerine erişiminin sağlanmasına yönelik herhangi bir hedef dahil edilmemiştir.
  • Türkiye, 1992'den bu yana, Ahıska Türklerine, Türk vatandaşlığı verilmesini kolaylaştırmıştır. Basında yer alan son haberlere göre, Nisan 2023 itibarıyla toplam 70.000 Ahıska Türküne vatandaşlık verilmiştir.
  • Türk Vatandaşlığı Kanunu, herhangi bir sebeple , 18 yaşına geldikleri zaman aile kütüklerine kayıtlı olmayan ve başka bir ülkeyle vatandaşlık bağı olmayan kişilerin, ebeveynleri veya kardeşleri (bunlardan birinin Türk vatandaşı olması gerekir) ile arasındaki soybağını kanıtlayan sağlık raporu ibraz etmeleri halinde Türk vatandaşlığı kazanacaklarını öngörmektedir.
  • Türkiye'nin çıkarlarına aykırı olarak yabancı bir devlete ikaza rağmen hizmet vermeye devam eden kişilerin, Türkiye ile savaş halindeki bir ülke için izinsiz ve gönüllü olarak çalışan kişilerin ve yabancı bir devletin ordusunda izinsiz ve gönüllü olarak görev yapan kişilerin Türk vatandaşlığı, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile iptal edilebilir.
  • Yurt dışında ikamet eden Türk vatandaşları, milli güvenlik suçlarından dolayı haklarında soruşturma veya kovuşturma başlatılması, kendilerine ulaşılamaması ve Resmi Gazete’de yayımlanan ilandan itibaren üç ay içinde Türkiye'ye geri dönmemeleri durumunda vatandaşlıktan çıkarılabilirler.
  • Türk Vatandaşlık Kanunu, bu şekilde Türk vatandaşlıktan çıkarılma sonucu ortaya çıkan vatansızlığın önlenmesine ilişkin bir güvence getirmemektedir.
    Kişilerin Türk vatandaşlığından feragat edebilecekleri birkaç durum vardır. Kanun, bu durumların tümünde, kişinin başka bir ülkenin vatandaşlığına sahip olmasını gerektirmekte ve böylece vatansızlığı önlemektedir.
  • Bazı durumlarda türev vatandaşlık kaybı meydana gelebilir. Türk vatandaşlığından feragat etme, diğer eşin vatandaşlığını etkilemez; ancak vatandaşlığını kaybeden ebeveynin talebi ve diğer eşin de buna rıza göstermesi halinde çocuğun Türk vatandaşlığını kaybetmesine yol açabilir. Eğer eşin rızası yoksa, hakim karar verebilir. Eğer her iki ebeveyn de Türk vatandaşlığından feragat ederse, çocukları da vatandaşlığı kaybedecektir. Tüm bu durumlarda, eğer vatansızlıkla sonuçlanacaksa, çocuğun vatandaşlık kaybına izin verilmez.

Kaynaklar

Vatansızlık konusunda bu ülkeyle ilgili kaynaklar, hukuki belgeler, yayınlar ve eğitim materyalleri kütüphanesi. Daha fazla bölgesel ve uluslararası materyalin yanı sıra diğer ülkelerden Kaynaklar kütüphanede mevcuttur. Yerel mahkeme kararlarının oluşturduğu içtihat, Vatansızlık İçtihat Veri Tabanından (İngilizce özetleriyle birlikte) ulaşılabilir.

Lütfen bu bölümün henüz gelişim aşamasında olduğunu unutmayın, daha fazla kaynağa erişmek için en kısa zamanda tekrar kontrol edin.

İçtihat: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Birliği Adalet Divanı veya BM Sözleşme Organlarının ilgili ülke ile ilişkili olarak vatansızlığı ele alan veya vatansız kişilerin haklarını etkileyen kararları ve hükümleri.

Uluslararası ve bölgesel sözleşmeler: Dört temel vatansızlık sözleşmesini içerir. Ülkenin bu sözleşmelere taraf olup olmadığına ve ilgili çekincelere yönelik bilgiler yukarıda 'Uluslararası ve Bölgesel Sözleşmeler' başlığı altında yer almaktadır.

Yayınlar: Vatansızlığa ilişkin raporlar, bilgilendirmeler, insan hakları izleme mekanizmalarına yapılan başvurular ve diğer ilgili yayınlar.

Eğitim materyalleri: Vatansızlık konusunda kapasite geliştirme için kullanılan eğitim materyalleri.

Latest news on Türkiye

Updated INDEX thematic briefing: Birth registration and the prevention of statelessness in Europe

Read our updated briefing on birth registration and the prevention of statelessness
20 Nov 2024 / Albania / Austria / Belgium / Bosnia-Herzegovina / Bulgaria / Council of Europe / Croatia / Cyprus / Czechia / European Union / France / Georgia / Germany / Global / Greece / Hungary / Ireland / Italy / Kosovo / Latvia / Malta / Moldova / Montenegro / Netherlands / North Macedonia / Norway / Poland / Portugal / Prevention and reduction / Romania / Serbia / Slovenia / Spain / Sweden / Switzerland / Türkiye / Ukraine / United Kingdom
Image for the WEBINAR: 2024 State of Play Assessment on Statelessness in Europe

WEBINAR: 2024 State of Play Assessment on Statelessness in Europe

In conversation with experts working in different countries, we presented our annual state of play assessment of key trends on statelessness in...
22 Mar 2024 / Albania / Austria / Belgium / Bosnia-Herzegovina / Bulgaria / Council of Europe / Croatia / Cyprus / Czechia / Detention / European Union / France / Georgia / Germany / Global / Greece / Hungary / International and Regional Instruments / Ireland / Italy / Kosovo / Latvia / Malta / Moldova / Montenegro / Netherlands / North Macedonia / Norway / Poland / Portugal / Prevention and reduction / Romania / Serbia / Slovenia / Spain / Statelessness determination and status / Statelessness population data / Sweden / Switzerland / Türkiye / Ukraine / United Kingdom
Georgia and Türkiye

Launch of two new Statelessness INDEX countries – Georgia and Türkiye

Today, we are launching new country profiles on Georgia and Türkiye. This brings the total number of StatelessnessINDEX countries to 32.
19 Mar 2024 / Detention / Georgia / International and Regional Instruments / Prevention and reduction / Statelessness determination and status / Statelessness population data / Türkiye

Project funded by: